Kırmızı Üniformalılar
John Scalzi’nin Yaşlı Adamın Savaşı isimli eseri, İthaki Yayınları bünyesinde yayına hazırladığım ilk bilimkurgu romanıydı. Yayınevinin o zamanki editörlerinden pek sevgili Evrim Öncül dosyayı bana ilettiğinde epey heyecanlanmıştım. Heyecanlanmakta da haklıydım, çünkü o andan itibaren son derece eğlenceli bir macera başladı benim için (tabii okurlar için de). Mart 2012 ile Ocak 2013 arasında, rekor denebilecek bir sürede seriyi tamamladığımızı görüyorum dönüp bakınca. Ben de serinin tüm romanları üzerinde çalışma fırsatını yakaladım.
Bundan üç ay kadar önce ise heybetli editörümüz Yankı Enki bu kez Scalzi’nin en az Yaşlı Adamın Savaşı serisi kadar gürültü koparan, Hugo ve Locus gibi en önemli bilimkurgu-fantezi ödüllerini toplayan Redshirts romanının çevirisini bana ilettiğinde, belki biraz klişe gelecek ama, eski bir dostla buluşur gibi hissettim.
Elimdeki diğer dosyaları teslim ettikten sonra işe koyuldum. Romanın çevirisi Yaşlı Adamın Savaşı serisinde olduğu gibi Cihan Karamancı’ya aitti. Cihan’ın 10’a yakın çevirisi üzerinde çalıştığım için nerede ne yapmam gerektiğini gayet iyi biliyordum. Fakat Kırmızı Üniformalılar’ın en ayrıksı

yönlerinden biri, Yaşlı Adamın Savaşı’nın aksine konvansiyonel bir bilimkurgu eseri olmaması. Tanıtım metninde de belirttiğimiz gibi, bu roman bir bilimkurgu olduğu kadar ‘üstkurmaca’ dediğimiz edebi anlayışın özelliklerini de taşıyor (sürprizi bozmadan ancak bu kadarını açıklayabilirim).
Uzun lafın kısası, romanın bu konuyla ilişkili nüanslarını yakalamak için ilaveten çaba harcadım. Tabii romanın dilini mümkün olduğunca pürüzsüz ve akıcı kılmak, metni çeviri kokmaktan uzaklaştırmak ve teknik detayları yakalayabilmek için de birtakım dokunuşlarda bulundum. “Bu sefer pek uğraştırmayacak herhalde,” deme yanılgısına düştüğüm bir roman daha beni yine epey uğraştırdı ama değdi. Sonunda teslim tarihini her zamanki gibi aşsam da dosyayı içime sinen bir şekilde yayınevine teslim ettim.
Kırmızı Üniformalılar sadece bilimkurgu hayranlarını değil iyi edebiyattan hoşlanan herkesi memnun edecek diye düşünüyorum. Yaz mevsiminin eşiğinde olduğumuz şu çalkantılı günlerde bize oralarda bir yerlerde, ama aklımızda ama uzayın derinliklerinde bambaşka dünyaların da olabileceğini hatırlatan bir roman okumayı kim istemez?
Ozancan Demirışık

